Mukopolisakkaridoz I (MPS Tip 1), birçok vücut sistemini etkileyen ve organ hasarına yol açan nadir bir genetik hastalıktır. Alfa-L-iduronidaz adı verilen enzimi üreten gendeki bir değişiklikten kaynaklanır. Bu değişiklik nedeniyle, hücreler ya enzimi düşük miktarlarda üretir ya da hiç üretemez. Enzim, vücut hücrelerindeki kimyasal reaksiyonların yan ürünleri olan “glikozaminoglikanlar” (GAG) adı verilen maddeleri parçalamak için gereklidir. GAG'lar parçalanmazsa, hücrede birikerek sonunda hücre, doku ve organ hasarına yol açar. MPS Tip 1, tarihsel olarak belirtilerin ciddiyetine göre üç geniş gruba ayrılıyor ve hastalığın şiddetinin azalmasına göre şöyle sıralanıyor: Hurler, Hurler-Scheie ve Scheie. MPS Tip 1 Hastalığı'nın nedenleri Mukopolisakkaritler, vücutta bağ dokuları oluşturmak için kullanılan şeker molekülleri zincirleridir.
Vücut, kullanılmış malzemeleri sürekli olarak değiştirir ve atmak için parçalara ayırır. MPS Tip 1 hastalarında mukopolisakkaritler dermatan sülfat ve heparan sülfatın parçalanması için gerekli olan alfa-L-iduronidaz enzimi yoktur. Bu malzemeler vücudun hücrelerinde depolanır ve ilerleyici hasara neden olur. Bebekler hastalığın çok az belirtisini gösterebilir, ancak hücreler hasarı sürdürdükçe belirtiler ortaya çıkmaya başlar.
MPS Tip 1 Hastalığı'nın çok çeşitli belirtileri vardır ve hastalığın ilerlemesi her hastada farklı derecede seyredebilir. Belirtiler değişken olduğu için her insanı farklı etkiler. Çeşitli MPS Tip 1 Hastalığı şiddetine sahip insanlarda ortaya çıkabilecek belirtileri şöyle sıralayabiliriz: Eklemlerde sertleşme: ağrıya ve hareketlerin sınırlanmasına neden olabilir. İskelet ile ilgili sorunlar: anormal şekilli kemikler dahil olmak üzere büyüme ve kemik oluşumu ile ilgili sorunları içerebilir. Omurgadaki etkileri, skolyoz ve omurganın yetersiz şekillenmesi gibi omurga deformasyonları şeklinde olabilir. Karpal Tünel Sendromu: El ve kolda ağrı, uyuşma ve karıncalanmaya neden olan durumdur. Sinir hasarına neden olabilir ve nesneleri kavramayı zorlaştırabilir. Kalp hastalığı: Hurler ile yaşayan insanlarda ortaya çıkan kalp problemlerinden bazıları: kalp kasının zayıflaması, kalpte sertleşme ve yaralanma ve koroner arter hastalığı. MPS Tip 1 Hastalığı olanlarda kalp kapakçıkları ile ilgili problemler de gelişebilir. Üst solunum yolu enfeksiyonları: kulak ve sinüslerin orta bölgesinde meydana gelen bakteriyel enfeksiyonları içerir. Obstrüktif uyku apnesi: boğazdaki kasların uyku sırasında gevşemesi ve hava yolunu tıkamasıyla solunumun tekrar tekrar durmasına ve başlamasına neden olan potansiyel olarak ciddi bir uyku bozukluğudur. Korneal bulanıklık: görmeyi sınırlandırabilir. Omurilik sıkışması: sıvı veya dokular omuriliğe baskı yaptığında ortaya çıkar ve bu da uyuşma, ağrı ve güçsüzlüğe neden olabilir. Karaciğer ve dalak büyümesi Fıtık: karın veya kasıkta şişkinlik olan bir fıtık oluşabilir. Fıtık genellikle zararsız ve ağrısız olabilir, ancak bazı durumlarda rahatsızlık ve ağrıya neden olabilir. İşitme kaybı Bilişsel gelişim gerilemesi Kaba yüz özellikleri: MPS Tip 1 Hastalığı olanların kafaları büyük, yüzleri düz, göz yuvaları sığ, dilleri büyük ve geniş, burunları kısa olabilir. Beyinde sıvı (Komunikan Hidrosefali): Beyni ve omuriliği çevreleyen berrak sıvı birikerek beyinde baskıya neden olabilir. Anormal şekilli dişler: Dişlerin minesi kırılgan olabilir ve diş oluşumu zayıf olabilir.
MPS Tip 1 Hastalığı, genetik bir hastalıktır. Çoğu birey genetik hastalığı, babadan veya anneden çocuğa geçen bir sağlık problemi olarak düşünür. Birçok genetik hastalık nesiller boyunca bariz bir şekilde aktarılırken, bazı genetik hastalıklar ‘gizli’ veya resesiftir ve sadece bir bireydeki her iki gen de etkilendiğinde ortaya çıkar. MPS Tip 1 Hastalığı, bu tip bir genetik hastalıktır. MPS Tip 1 hastası bir çocuğu olan ailelerin çoğunda ailede genetik problem öyküsü yoktur. Genetik mutasyon, DNA testi ile aile ağacında önceki nesillere kadar izlenebilse bile, MPS Tip 1 Hastalığı aniden ortaya çıkıyor gibi görünüyor.
Vücuttaki her enzim, biri anneden diğeri babadan olmak üzere iki gen tarafından üretilir. Bir gen kusurlu hale gelirse (bir taşıyıcıda olduğu gibi), vücut o genle ilişkili normal enzim seviyesinin sadece yüzde 50'sini üretebilir. Bununla birlikte, normal enzim seviyesinin yüzde 50'si, taşıyıcı olan bireyin MPS Tip 1 belirtilerine sahip olmasını önlemek için yeterlidir. Bununla birlikte hem anneden hem de babadan gelen genler düzgün çalışmıyorsa, o bireyin vücudunda çok az veya hiç enzim yoktur ve MPS Tip 1 belirtileri yaşayacaktır. Bu nedenle MPS Tip 1 genetik çekinik bir hastalıktır. Her iki ebeveyn de kusurlu genin ‘taşıyıcılarıdır’ yani her ebeveynde enzimi üreten genin normal bir kopyası ve enzimi düzgün bir şekilde üretemeyen genin bir kusurlu kopyası vardır. Bununla birlikte, genin normal bir kopyası, taşıyıcı ebeveynlerinde hastalık belirtisi olmamasını sağlar. Taşıyıcı ebeveynlerden doğan herhangi bir çocuğun en az bir normal gene sahip olma ihtimali yüzde 75’tir ve bu nedenle hastalık yoktur. Aynı zamanda her çocuk kusurlu geni yüzde 25 ihtimalle hem anneden hem de babadan miras alarak MPS Tip 1'den etkilenir. MPS Tip 1 hastası çocukların, bundan etkilenmeyen erkek ve kız kardeşlerinin kusurlu genin taşıyıcıları olma ihtimali yüzde 67’dir. Bu nedenle, birbirleriyle ilişkili olan bireyler çocuk sahibi olmamalıdır. Akrabalık ilişkisi olan ebeveynlerin benzer çekinik gen mutasyonlarına sahip olma olasılığı önemli ölçüde artmaktadır. MPS Tip 1 genetik bir hastalık olduğundan aile taraması son derece önemlidir. Bir ailedeki MPS Tip 1 tanısı, aile içindeki diğer etkilenen kardeşleri ortaya çıkarabilir.
MPS Tip 1 Hastalığı'nın teşhisi, karakteristik semptomların tanımlanması, ayrıntılı bir hasta ve aile öyküsü, kapsamlı bir klinik değerlendirme ve çeşitli özel testlere dayanır. Karakteristik erken belirtileri gösteren bebeklerde tanıdan şüphelenilebilir. MPS Tip 1 Hastalığı için yenidoğan taraması birçok alanda uygulanıyor. 6 MPS Tip 1 Hastalığı'nın teşhisini koymak için, öncelikle anormal derecede yüksek glikozaminoglikan (GAG) seviyesi olup olmadığını aramak için idrar testi yapılacaktır. Sonuçlar, farklı yaşlar için bilinen referans aralıkları ile karşılaştırılacaktır. MPS Tip 1 hastalarının çoğunun idrarında MPS Tip 1 hastası olmayanlardan daha yüksek GAG seviyeleri vardır. İdrar testi, MPS Tip 1 Hastalığı'nın teşhisinde ilk adımlardan sadece biridir. Kesin teşhis konulabilmesi için, kan veya cilt hücrelerindeki enzim aktivite seviyelerini ölçmek için bir test yapılması gerekir. Sağlıklı bireylerde, testler normal enzim aktivitesi içeren beyaz kan hücreleri, serum ve cilt hücrelerini gösterir. MPS Tip 1 hastası olanlarda, enzim aktivitesi çok daha düşüktür veya hiç yoktur. Teşhisi desteklemek için DNA testi kullanılabilir. DNA testi, eksik enzimi kodlayan spesifik genetik değişiklikleri tespit edebilir.
GZTR.ALDU.20.02.0154
Nadir Hastalıklar Ağı
Nadir Hastalıklar Ağı; nadir hastalar ve hasta yakınları tarafından, Türkiye’de ve Dünya’da bilinmeyen nadir yaşamlara dikkat çekmek; sorunlara hep birlikte akılcı, pratik, kalıcı çözümler üretmek ve bu çözümlerin hayata geçirilmesini sağlamak amacı ile kurulmuş bir ağdır.
MPS LH Derneği
Mukopolisakkaridoz (MPS) ve Benzeri Lizozomal Depo Hastalıkları Derneği 2009 yılında kurulmuştur. Dernek; MPS ve Benzeri Lizozomal Depo Hastalıkları ile ilgili kişilerin ekonomik, sosyal, kültürel, hukuki, mesleki, eğitim, vb. hakkında yol göstermeyi ve bu konudaki bilgilerini geliştirmeyi ve toplumda daha kaliteli yaşam koşullarına erişebilmelerini sağlamayı amaçlamaktadır.
Mukopolisakkaridoz 1 (MPS Tip 1) hastalığı genetik geçiş gösteren nadir bir hastalıktır. Toplumda görülme sıklığı 100 binde 1’dir. MPS Tip 1, mukopolisakkaridoz ismi verilen farklı birçok hastalığın bulunduğu lizozomal depo hastalıklarının bir türüdür. Lizozomal depo hastalıkları vücutta enzim adı verilen özel maddelerin üretilememesi ya da az üretilmesine bağlı olarak ortaya çıkar. Normalde, vücuttaki bu enzimler hücre içindeki çeşitli maddelerin parçalanarak yeniden kullanılmasına yarar. MPS hastalıklarının bulunduğu kişilerde uzun zincirler halinde yapılanmış olan şeker moleküllerini parçalayan farklı birkaç enzim eksik ya da yetersizdir. Bunun sonucunda parçalanamayan şeker zincirleri vücuttaki hücreler ve dokularda vücuda zarar verecek kadar fazla miktarda birikir. Bu birikme hücrelerde ilerleyici bir hasar yaratır; buna bağlı olarak hastanın görünümünde, fiziksel becerilerinde, organların ve sistemlerin işlevlerinde ve pek çok vakada zekâ gelişiminde bozulmaya yol açabilir. MPS Tip 1, alfa-L-iduronidaz enziminin üretilmesini sağlayan gendeki değişiklikten kaynaklanır. Bu enzim bağ dokularında yoğun olarak bulunan ve glikozaminoglikanlar (GAG) olarak adlandırılan şeker moleküllerini parçaladığından, eksik olması durumunda kıkırdak, deri, eklem bağları ve kirişler ile eklem sıvısında bu moleküller giderek artan biçimde birikir. MPS Tip 1 Hastalığı bulunan kişilerin vücudunda aşırı miktarda glikozaminoglikan birikir ve hastalığın belirtilerini ortaya çıkarır.
MPS Tip 1 Hastalığı'nın belirtileri değişken olup, genellikle doğumdan sonraki ilk iki yaş içinde ortaya çıkar. Çocuğun fiziksel gelişimi tipik olarak üç yaş civarında durur. Bu hastalıkların en önemli belirtileri boy kısalığı, eklem sertliği, iskelet anormallikleri, gözlerde katarakt oluşması, karaciğer ve/veya dalak büyümesi, yüz hatlarının kabalaşması, dudakların kalınlaşması, dilin büyümesidir. El bileğinde sinir sıkışması, işitme kaybı, kalp hastalığı, üst solunum yolu enfeksiyonları, zeka gelişme geriliği, fıtıklar, beyinde sıvı toplanması ve akciğer hastalıkları da gözlenebilir.
İdrarda glikozaminoglikan (GAG) düzeylerinin araştırılmasına yönelik idrar testi yapılarak bireyde MPS Tip 1 Hastalığı olup olmadığı saptanabilir. İdrar testinin ardından rutin olarak kan testi ya da deri biyopsisi yapılarak alfa-L-iduronidaz enziminin aktivitesine bakılır. Doğum öncesinde kese sıvısı içindeki hücrelerden alınan örnekten yararlanılarak fetüsteki alfa-L-iduronidaz aktivitesi de araştırılabilir. Bu tanı testlerinin yanında genetik testlerle MPS Tip 1 Hastalığına yol açan mutasyonlar saptanarak tanı kesinleştirilir.
MPS Tip 1 Hastalığı'nın tedavisi, belirtilerin çeşitliliği nedeni ile birden fazla uzmanlığın dahil olduğu bir ekip tarafından gerçekleştirilmelidir. Bu uzmanlıklar arasında pediatrik metabolizma, kardiyoloji, göğüs hastalıkları, nöroloji, KBB, göz, ortopedi, fizik tedavi, diş ve endokrinoloji sayılabilir. MPS Tip 1 Hastalığı için iki temel tedavi seçeneği bulunmaktadır: Enzim replasman tedavisi (ERT) ve kemik iliği transplantasyonu (KİT). Her iki tedavi de eksik enzim alfa-L-iduronidazın yerine konmasını hedefler. KİT hastalığın tedavisinde altın standart olarak kabul edilir ancak başarılı olması için 2 yaşından önce yapılmalıdır. Hastalığın beyin ve sinir sistemi ile ilgili bulgularında etkilidir. Tedavide ERT belirtilerin iyileştirilmesinde etkilidir. Ancak ilaç kan-beyin bariyerini geçemediği için beyin ve sinir sistemi ile ilgili belirtilerin iyileşmesinde etkili değildir. Dünya genelinde birçok transplantasyon merkezi hastaların transplantasyon öncesi genel durumunu iyileştirmek ve transplantasyon ile ilintili ölüm oranını azaltmak amacı ile KİT öncesi ve KİT sonrası dönemde ERT ve KİT kombinasyonunu kullanmaktadır.
Ülkemizde MPS1 Hastalığı ile ilgili MPS LH Derneği 2009 yılından bugüne faaliyet göstermektedir. Derneğe https://www.mpsturk.org/ adresinden ulaşabilirsiniz.
MPS Tip 1 otozomal çekinik bir hastalıktır, bulaşıcı değildir. Hastalığın ortaya çıkması için hem anneden hem de babadan gelen genlerin hastalığa yol açan kusuru barındırması gerekir. 2 taşıyıcı ebeveynin çocuk sahibi olması durumunda her çocuk yüzde 25 hasta olma, yüzde 25 etkilenmeme, yüzde 50 taşıyıcı olma ihtimaline sahiptir. Taşıyıcı ya da hasta kişilerin çocuk sahibi olmadan önce genetik danışmanlık alması önerilir.
MPS Tip 1 bozuklukları belirtilerin tiplerine, şiddetine ve ilerleme hızlarına göre üç gruba ayrılmaktadır. En ağır tipi “Hurler Sendromu”, en hafif seyreden tipi “Scheie Sendromu”, şiddeti ikisinin arasında olan tipi ise “Hurler-Scheie Sendromu” olarak adlandırılır. Belirtilerin şiddeti bu iki uç arasında değişkenlik gösterebilir.
MPS1 Hastalığı genetik geçişli bir depo hastalığıdır. Bu nedenle hastalık doğumdan itibaren vardır ancak belirtilerin ortaya çıkış zamanı ve şiddeti her hastada farklılık gösterebilir. Ayrıca, hastalığın çok çeşitli klinik belirtileri olduğu için başka hastalıklar ile ayırt edilmesi zaman alabilir. Hastalığın Hurler tipinde ilk belirtiler yaşamın ilk 2 yılı içerisinde görülürken hastalığın daha hafif formları olan Hurler-Scheie ve Scheie tiplerinde daha ileri yaslarda görülebilir.
MPS1 Hastalığı vücuttaki birçok sistem ve organa hasar veren bir hastalıktır. Hastalığın ilerleme durumu ve tedavi düzenli takip edilmelidir. Hastanın ilaç tedavisinin dışında bazı cerrahiler de dahil olmak üzere destek tedavilere de ihtiyacı olabilir, bu nedenle uzman bir ekip tarafından takip edilmelidir. Hasta ve aile hastalık ile ilgili tüm detaylar konusunda ve oluşabilecek acil durumlar için eğitilmelidir.
MPS1 Hastalığı tedavisine başlanması rapora tabidir ve Türkiye’de Sağlık Uygulama Tebliği ile düzenlenmektedir.
Bu tebliğe göre tedaviye başlama kritelerini alan çocuk ve erişkin MPS1 hastaları için; çocuk metabolizma, çocuk endokrinolojisi ve metabolizma hastalıkları veya endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzman hekimlerinin yer aldığı sağlık kurulu raporu düzenlenir.
Tedaviye başlanması için MPS1 hastalarında, multiple sulfataz eksikliği (bir diğer enzim eksikliği hastalığı) olmamalıdır. Ayrıca; 24 (2 yaş) ayın bitiminden 72 ayın (6 yaş) sonuna kadar olan hastalarda; Denver Gelişim Envanteri veya Ankara Gelişim Envanteri uygulanarak hastaların zihinsel gelişimin değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu envanterler ile değerlendirme sonucunda ileri derece zeka geriliği saptanan hastalarda tedavi başlanmaz.
Rapor süresi 1 yıldır. 1 yılın sonunda raporun yenilenmesi gerekmektedir. Bu rapora dayanılarak çocuk metabolizma veya endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzman hekimlerince, bu hekimlerin bulunmadığı yerlerde ise çocuk sağlığı ve hastalıkları veya iç hastalıkları uzman hekimlerince reçete düzenlenir.
MPS 1 Hastalığı’nda, bağ dokularında yoğun olarak bulunan ve glikozamin olarak adlandırılan şeker moleküllerini parçalamakla görevli alfa-L-iduronidaz enziminin üretilmesini sağlayan gende kusur vardır. Enzim üretimindeki kusur sebebi ile, bu moleküller parçalanamayarak hücre içerisinde depolanmaya neden olur ve kıkırdak, deri, eklem bağları ve eklem sıvısında bu moleküllerin birikimine bağlı belirtiler görülür. Birikim boy kısalığı, anormal yüz görüntüsü, karaciğer büyümesi, zihinsel bozukluk, eklem sertliği, iskelet bozuklukları, kalp hastalığı, solunum hastalığı, gözde bulutlanma, görme bozukluğu, boyun kaslarında rahatsızlık gibi tipik bulgulara neden olur. Çoğu MPS 1 vakasında, etkilenen hastalar doğumda normal görünürken, bir ya da iki yaş civarında belirtiler belirginleşir.
Belirtilerinin tiplerine, şiddetine ve ilerleme hızlarına göre üç farklı gruba ayrılan MPS1 Hastalığı’nda ortaya çıkan belirtilerin şiddeti, büyük değişkenlik gösterebilir. MPS1 Hastalığı’nın en ağır tipi olan Hurler’da, merkezi sinir sistemi bulguları ve gelişim geriliği gözlemlenebilirken, en hafif seyreden tipi Scheie sendromunda bu bulgular olmaksızın tekrarlayan fıtıklar, el bileklerinde sinir sıkışmaları, sık tekrarlayan kulak enfeksiyonları gibi daha hafif bulgular gözlemlenebilir.
GZTR.ALDU.20.02.0158,MAT-TR-2000276
Copyright © 2020 Sanofi. Tüm hakları saklıdır
Copyright © 2020 Sanofi. Tüm hakları saklıdır